Son yayınlanan küresel siber güvenlik raporlarına göre Türkiye, Avrupa ve Orta Doğu bölgesinde en çok siber saldırıya uğrayan ülke konumuna yükseldi. Kurumlar ve bireyler artan tehdit karşısında önlem almaya çağrılırken, uzmanlar dijital savunmanın artık ulusal güvenliğin parçası haline geldiğini vurguluyor.
Türkiye, Siber Tehdit Haritasında Kırmızı Alarm Veriyor
Uluslararası siber güvenlik firmalarının yayımladığı 2025 ilk çeyrek verilerine göre Türkiye, son aylarda ciddi bir siber saldırı dalgasıyla karşı karşıya kaldı. En çok hedef alınan sektörlerin başında finans, enerji ve kamu kurumları yer alırken, bireysel kullanıcıları hedef alan oltalama (phishing) saldırılarında da ciddi bir artış gözlemlendi.
Özellikle fidye yazılımı (ransomware) ve DDoS (Dağıtık Hizmet Engelleme) saldırılarında yaşanan patlama, Türkiye’yi Avrupa-Ortadoğu hattında siber tehditlerin merkezi haline getirdi.
Kritik Altyapılar Hedefte
Uzmanlara göre saldırganların en çok odaklandığı noktalar şu alanlarda yoğunlaştı:
- Bankacılık sistemleri ve dijital ödeme platformları
- Enerji santralleri ve su yönetim altyapısı
- Kamu portalları ve e-devlet sistemleri
- Eğitim kurumlarının dijital altyapıları
- E-ticaret siteleri ve müşteri veritabanları
Bu saldırıların çoğunun yurtdışı merkezli organize hacker gruplarınca yapıldığı, bazılarının ise Türkiye kaynaklı olduğu bildirildi. Özellikle kamu ve özel sektördeki sistem açıklıkları, siber suçluların işini kolaylaştırıyor.
Saldırılarda Yapay Zeka da Devrede
Son dönemde artan saldırıların bir kısmında yapay zeka destekli algoritmalar kullanıldığı ortaya çıktı. Bu tür yazılımlar, sistem açıklarını insan müdahalesine gerek kalmadan tespit edip otomatik saldırılar gerçekleştirebiliyor. Ayrıca sosyal mühendislik saldırıları da daha inandırıcı hale getiriliyor.
Uzmanlar, bu gelişmenin siber saldırıların hızını ve etkisini artırdığını, dolayısıyla güvenlik politikalarının da buna uygun olarak evrilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Türkiye’den Gelen Müdahaleler Yetersiz mi?
Kritik sistemleri hedef alan bu saldırılara karşı BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) ve USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) gibi kurumlar müdahalede bulunsa da, raporlar bu önlemlerin hâlâ yetersiz kaldığını gösteriyor.
Güvenlik uzmanlarına göre Türkiye’de kurumlar şu konularda acil eylem planları geliştirmeli:
- Güncel yazılım ve altyapı kullanımı
- Sızma testlerinin periyodik yapılması
- Personel siber güvenlik farkındalığı eğitimi
- Kritik sistemlerde veri yedekleme ve şifreleme protokolleri
- Tehdit istihbaratına dayalı önlem mekanizmaları
Kişisel Kullanıcılar da Tehlikede
Sadece kurumsal altyapılar değil, bireysel kullanıcılar da ciddi risk altında. Özellikle son zamanlarda:
- WhatsApp ve Instagram hesaplarının çalınması
- Sahte banka mesajlarıyla kullanıcıların dolandırılması
- Kripto cüzdan şifrelerinin ele geçirilmesi
- Kötü amaçlı eklentilerle bilgisayarların uzaktan kontrol edilmesi gibi olaylarda artış yaşanıyor.
Siber güvenlik şirketleri, her bireyin iki faktörlü kimlik doğrulama, güçlü parola kullanımı ve lisanslı yazılımlar tercih etmesi gerektiğini vurguluyor.
Uluslararası İş Birliği Vurgusu
Giderek artan tehditler karşısında Türkiye’nin yalnızca ulusal düzeyde değil, uluslararası siber güvenlik ittifaklarıyla daha fazla iş birliği yapması gerektiği belirtiliyor. NATO Siber Savunma Mükemmeliyet Merkezi gibi platformlarla daha etkin veri paylaşımı ve eş zamanlı savunma protokolleri hayati önem taşıyor.
Ayrıca, Kaspersky, Trend Micro ve FireEye gibi küresel siber güvenlik firmalarının Türkiye operasyonları da hız kazanmış durumda.